Mikroplastikler her yerde, en çok da beyinde

İnsan beyinindeki mikroplastik seviyesi hızla artıyor. 1997 ile 2024 yılları arasında otopsilerden alınan dokuları inceleyen bir araştırma, kontaminasyonda yani beynin üretmediği ve dışarıdan alındığı bilinen madde oranlarında artan bir eğilim buldu.

Yeni araştırmaya göre, son 50 yılda mikroplastik kirliliğindeki logaritmik artış, insan beyinindeki artan kontaminasyona yansımış olabilir. 1997 ile 2024 yılları arasında yapılan düzinelerce beyin dokusu incelemesi mikro ve nanoplastiklerde artan bir eğilimi ortaya çıkardı. Araştırmacılar ayrıca karaciğer ve böbrek örneklerinde de bu minik parçacıkları buldu.

Nature Medicine verilerine göre;

* İnsan beyninde 2016 yılında 3300 birim plastik bulunurken, 8 yıl içinde bu miktar 4900 birime yükseliyor. Yani 8 yılda yüzde 50 artıyor.

* Aynı yıllarda karaciğer dokusu 100 birim plastik bulundururken, 8 yıl sonra bu oran 400 birimi aşıyor. Yani görece karaciğer dokusu daha az plastik içerse de 8 yıllık zaman periyodunda oran 4 katına çıkıyor.

* Böbrekteki sonuçlar biraz şaşırtıcı çünkü kandan idrarı ayrıştıran bu çilekeş organ sanki çok daha fazla plastikle muhatap oluyormuş gibi düşündürtse de gerçek öyle değil. 2016’da 360 birim plastik taşıyan böbrek dokusu 2024’te bu oranı yaklaşık 375 birime çıkarıyor. Yani böbrek dokusu sekiz yılda sadece yüzde 4 oranında plastik artışına maruz kalıyor.

İnsan vücudu maalesef mikroplastiklerle yaygın olarak kirlendi. Ayrıca kanda, meni, anne sütünde, plasentada ve kemik iliğinde de artık mikroplastikler var. İnsan sağlığı üzerindeki etkisi büyük ölçüde bilinmiyor, ancak yapılan çalışmalar felç ve kalp krizi ile mikroplasitklerin ilişkilendirilebileceğini gösteriyor.

DEMANS HASTALARININ BEYNİNDE DAHA ÇOK VAR

Bilim insanları ayrıca, mikroplastiklerin konsantrasyonunun demans hastası olan kişilerin beyin örneklerinde yaklaşık altı kat daha fazla olduğunu buldu.

ABD’deki New Mexico Üniversitesi’nden Profesör Matthew Campen liderliğindeki araştırmacılar, “Mikro ve nanoplastiklerin çevresel varlığının katlanarak artması göz önüne alındığında, bu veriler bunların nörolojik bozukluklarda veya diğer insan sağlığı etkilerinde bir rolü olup olmadığını anlamak için çok daha büyük bir çabayı zorunlu kılıyor” dedi.

Mikroplastikler plastik atıkların parçalanmasıyla oluşuyor. Bugün Everest Dağı’nın zirvesinden en derin okyanuslara kadar tüm gezegeni kapladılar. İnsanlar bu minik parçacıkları yiyecek, su ve soluyarak tüketiyor.

Perşembe günü yayınlanan bir başka çalışma ise minik plastik kirliliğinin erken doğumlardan kaynaklanan plasentalar önemli ölçüde daha yüksek olduğunu buldu. Yakın zamanda yapılan bir başka analizde de, mikroplastiklerin farelerin beyinlerindeki kan damarlarını tıkayarak nörolojik hasara yol açabildiği bulundu, ancak insan kılcal damarlarının çok daha büyük olduğu düşünüldüğünde farelerdeki etkinin bizde oluşamayacağı da belirtildi.

Nature Medicine dergisinde yayınlanan yeni araştırmada, 2016’da ölen 28 kişiden ve 2024’te New Mexico’da ölen 24 kişiden alınan beyin, karaciğer ve böbrek doku örnekleri analiz edildi. Mikroplastik konsantrasyonu beyin dokusunda çok daha yüksekti. Ayrıca, 2024’teki beyin ve karaciğer örneklerinde de 2016’dakilere kıyasla daha yüksekti.

Bilim insanları analizi, ABD’nin doğu kıyısında 1997 ile 2013 arasında ölen insanlardan alınan beyin dokusu örnekleriyle genişletti. Veriler, 1997’den 2024’e kadar beyin dokularındaki mikroplastik kontaminasyonunda artan bir eğilim olduğunu gösterdi.

En yaygın bulunan plastik, plastik poşetlerde ve yiyecek-içecek ambalajlarında kullanılan polietilendi. Mikro ve nanoplastikler toplam plastiğin ortalama %75’ini oluşturuyor. Beyindeki parçacıklar çoğunlukla nano (1 mikrondan daha küçük) ölçekli parçalar ve plastik pullar. Organlardaki plastik konsantrasyonları, kişinin ölüm anındaki yaşı, ölüm nedeni, cinsiyeti veya etnik kökeninden de etkilenmiyor.

Ayrıca bilim insanları, her organdan yalnızca bir örneğin analiz edildiğini, yani organlar içindeki değişkenliğin bilinmediğini ve beyin örneklerindeki bazı farklılıkların New Mexico ile ABD’nin doğu kıyısı arasındaki coğrafi farklılıklardan kaynaklanabileceğini de belirtti.

Araştırmacılar, “Bu sonuçlar, özellikle beyinde olmak üzere insan dokularındaki plastiklerin maruz kalma yollarını, alımını-temizlenmesini ve potansiyel sağlık sonuçlarını daha iyi anlamak için kritik bir ihtiyacı vurgulamaktadır” dedi.

8 YILDA YÜZDE 50 ARTIŞ

Çalışma ekibinde yer almayan İngiltere’deki Exeter Üniversitesi’nden Profesör Tamara Galloway, son sekiz yılda beyin mikroplastiklerinin seviyelerindeki %50’lik artışın, plastiklerin artan üretimi ve kullanımını yansıttığını ve önemli olduğunu söyledi. Galloway, “Bu, mikroplastiklerle çevresel kirliliği azaltırsak, insan maruziyeti seviyelerinin de azalacağını ve maruziyeti azaltan yeniliklere odaklanmak için güçlü bir teşvik sağlayacağını gösteriyor” dedi.

*** The Guardian Health – Çevre Editörü Damian Carrington

*** Nature Medicine

*** Euronews

Related Posts

Zayıflarken kendinizi tüketmeyin! İdeal kilo kaybı buymuş, yaz avantajını kullanın

Yaz mevsimi sadece doğanın değil, bedenimizin de canlandığı bir dönem olarak karşımıza çıkıyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Müzeyyen Çelik yazın sağlıklı kilo vermeyi kolaylaştıran 6 etkeni anlattı.

Sağlık Bakanlığından ‘Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’ uyarısı

Sağlık Bakanlığı, kene tutunan veya kene ile temas eden kişilerin en az 10 gün, hasta insan veya viremik dönemdeki hayvanların kan ve vücut sıvılarıyla doğrudan temas eden kişilerin ise kendilerini 2 hafta süreyle takip etmeleri uyarısında bulundu. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), kene tutunması veya keneyle temas sonucu bulaşabiliyor ve can kaybına yol açabiliyor.

Hızlı hazırlanana popüler yemekte kanser uyarısı: ‘Riski yüzde 55 artırabilir’

Hızlı bir öğle yemeği veya atıştırmalık olarak sıkça tercih edilen hazır noodle’lar, sağlığınız için ciddi bir tehdit oluşturabilir. New York’taki Memorial Sloan Kettering Kanser Merkezi’nde iç hastalıkları uzmanı olan Dr. Tim Tiutan, bu popüler yiyeceğin mide kanseri riskini önemli ölçüde artırabileceği konusunda uyarıda bulundu.

Yapay Zeka Nedir ? İnsana Üstün Gelir mi?

Yapay zeka nedir ? Yapay zeka uygulamaları insan iletişiminin yerini dolduramaz! Bu konu tartışılmaya devam ediyor. 

Williams Sendromu: Yabancılara sarılmak ve arkadaş olmak için doğuştan gelen bir arzu…

Yabancılara “en yakın arkadaş” gibi davranmak ne gibi tehlikeler doğurabilir?

Kolajen: Zamana meydan okuyan ciltlerin sırrı mı?

Uzmanlar, bu etkilerle mücadelede doğadan ilham alınması gerektiğini vurguluyor. Reişi, Shiitake gibi adaptojen mantarlar ve Şizandra gibi adaptojen meyveleri içeren kolajenler stresin cilt üzerindeki olumsuz etkilerine karşı doğal bir kalkan sunuyor.