FETÖ’nün Medya Manipülasyonları

Daha önce Ergenekon, Balyoz ve Odatv gibi davalarla hedef alınan askerler, gazeteciler ve aydınlar, FETÖ’nün hem yargı hem de medya organları tarafından sistematik bir şekilde karalanmışlardır.

Bu manipülasyon örneklerinden biri, STV (Samanyolu TV) ekranlarında yaşanmıştır. 2014 yılında yayınlanan bir programda haber sunucusu Asım Yıldırım, Balıkesir’de meydana gelen grizu patlamasında hayatını kaybeden 13 madenci olayını Ergenekon ile ilişkilendirmiştir. Bu örnek, FETÖ’nün dezenformasyon yöntemlerini açıkça ortaya koymaktadır.

Yıldırım’ın STV ekranlarında söylediği cümle, bir dönemin “algı mühendisliği”nin tipik bir örneğini yansıtmaktadır:

Oysa 2009 yılında Balıkesir Dursunbey’deki maden ocağı patlamasının sebebi, ihmaller ve yetersiz güvenlik önlemleriydi. Ancak FETÖ medyası, bu acı kazayı dahi bir “derin devlet” komplosuna dönüştürerek kamuoyunu manipüle etmeye çalışmıştır.

DİĞER FETÖ MANİPÜLASYONLARI

Eskişehir’de 10 Şehidin Katili Ergenekon: FETÖ destekli medya, 2008 yılında Eskişehir’de şehit olan askerleri bile Ergenekon ile ilişkilendirmeye çalışmıştır. O dönem hiçbir kanıt olmaksızın yapılan bu yayınlar, halkın zihnine “her kötülüğün Ergenekon tarafından yapıldığı” yanılsamasını yerleştirmeyi amaçlamıştır.

Depremleri Ergenekon ile ilişkilendirme: 2011 Van depremi sonrasında bazı sosyal medya hesaplarında, yardım koordinasyonundaki aksaklıklar bile “Ergenekon sabotajı” olarak sunulmaya çalışılmıştır. Bugün FETÖ’nün medya ve yargı yapısı çökertildiyse de, bu süreçte hayatları karartılan gazeteciler, subaylar, akademisyenler ve sıradan vatandaşlar için adalet tam anlamıyla sağlanamamıştır.

Bir zamanlar “şehitlerin katili”, “madenci ölümlerini” ve hatta “doğal felaketleri” bile Ergenekon’a bağlayan bu manipülasyon dili, sadece gazetecilik etiğine değil, toplumun hafızasına da zarar vermiştir.

FETÖ MEDYASININ KRONOLOJİK MANİPÜLASYON TAKVİMİ

2007–2013 yılları arasında STV ve Zaman gibi yayın organlarında Ergenekon ile ilişkilendirilen olaylar:

• 2007 – Hrant Dink suikastının “derin devlet” bağlantısı uydurma belgelerle sunulmuştur. Cinayetin arkasında Ergenekon olduğu iddiası ortaya atılmıştır.
• 2008 – Eskişehir’de şehit olan 10 askerin ölümü, “Ergenekon’un devlete karşı yürüttüğü savaşın” bir parçası olarak sunulmuştur.
• 2009 – Balıkesir Dursunbey’deki grizu faciası, STV sunucu Asım Yıldırım tarafından “Ergenekon sabotajı” olarak lanse edilmiştir.
• 2010 – KPSS’de yaşanan kopya skandalı, “Ergenekon’un devletin içine sızdırdığı kadroların işi” şeklinde haberleştirilmiştir.
• 2011 – Van depremindeki yardım koordinasyon eksiklikleri Ergenekon’a bağlanmıştır. Twitter hesapları üzerinden yayılmıştır.
• 2012 – Askerî okulda intihar eden öğrencinin ölümü, “Ergenekon’un psikolojik harp operasyonu” olarak sunulmuştur.
• 2013 – Gezi Parkı eylemleri sırasında bazı medya organları, göstericilerin arkasında “Ergenekon’un gençlik yapılanması” olduğunu iddia etmiştir.

SAMANYOLU TV’NİN (STV) ERGENEKON KURGULARI

• “Derin Devletin Kanlı Planları” adlı belgesel dizide, suikastlardan trafik kazalarına kadar birçok olayın Ergenekon tarafından planlandığı iddia edilmiştir.
• Asım Yıldırım’ın sunduğu haber programlarında, cezaevindeki kişilerin suçlu olduğuna dair yorumlar sürekli olarak tekrarlanmıştır.

ZAMAN GAZETESİ YALANLARI

Zaman Gazetesi, FETÖ’nün kontrolündeki medya ağının merkezinde yer alarak, Ergenekon ve Balyoz gibi davalar sırasında hem manşet hem de iddia düzeyinde çok sayıda yalan ve çarpıtma yayınlamıştır. Amacı; siyasi rakipleri yıpratmak, sivil toplum aktörlerini itibarsızlaştırmak ve kamuoyunu yönlendirmektir.

Ergenekon ve Balyoz Süreci: Zaman, bu davaları “derin devlet tasfiyesi” olarak sunarak faili meçhul iddiaları manşetlerine taşımıştır. İddiaların sağlam delillere dayandırılmadığı, sahte belgelerle kurgulandığı ve halkı yanıltmakta kullanıldığı ifade edilmiştir.

Eşref Bitlis ve Cem Ersever Olayı: Zaman ve Aksiyon dergisi, bu ölüm döngüsü içinde suçlamaları farklı kişilere yönelterek toplumda Ergenekon odaklı bir paranoya oluşturmuştur. Daha sonra ortaya çıkan çelişkiler ve tutarsızlıklar medyada tartışmaya açılmıştır.

Dershane Krizi Mesajı: 2013-2014 yıllarında Zaman, dershane kapatma yasasını “eğitime darbe”, “AKP’nin eğitimde sermaye kayması” gibi başlıklarla dramatize ederek kamuoyunu yönlendirmeye çalışmıştır.

Muhafazakâr-Ergenekon Bağlamı: Yazarlardan Ali Bulaç, Ergenekon’un sadece ulusal sol kanadının değil, AKP içindeki muhafazakar-dindar kanadın da manipülasyon yaptığı iddiasında bulunmuştur. Bu yazı, Zaman’ın kendi perspektifinden bile çarpıcı bir itiraf olarak gösterilebilir.

AKSİYON DERGİSİ

• “Derin Türkiye’nin Günah Defteri” (2008)
• “Gladyonun Türk Versiyonu: Ergenekon” (2009)
• “Balyoz Gerçekti, Darbe Olacaktı” (2010)
• “HSYK Savaşı: Demokrasi Kazanacak” (2014)

TERÖR ÖRGÜTÜ FETÖ’NÜN MEDYA STRATEJİSİ

Hikâyeleştirme: Gerçek olayları dramatize ederek cemaat tezlerine uygun hale getirmiştir.

Kurumsal Algı: Modern, şeffaf, eğitim odaklı bir yapı imajı verilmiştir.

Uluslararası Kamuoyu: İngilizce yayınlarla Batı’daki lobilere ve karar vericilere yönelik içerikler oluşturulmuştur.

Haberle Kumpas: Özellikle Ergenekon, Balyoz, 17/25 Aralık gibi süreçlerde medya doğrudan delil üretme/dağıtma görevi görmüştür.

FETÖ’nün medya kolu, kamuoyunu şekillendirmek için sahte belgelerle değil, kurgusal hikayeler ve dramatik haberlerle de çalışmıştır. Bugün hâlâ bazı platformlarda bu yalanların izleri sürerken, bir zamanlar STV ekranlarında oluşturulan bu “yalan evreni”, sadece gazetecilik değil, demokrasi açısından da lekeli bir iz bırakmıştır.

(Haber, yapay zeka tarafından yazılmıştır)