Yunanistan’da on binlerce eylemci sokakta: Tren kazasının ses kayıtları ortaya çıktı

Yunanistan’daki 2023 yılında yaşanan tren kazasının ikinci yılında yeni ortaya çıkan detaylar, birçok kentte kitlesel protestolara yol açtı.

“`html

ATİNA – Yunanistan’ın Tempi bölgesinde 28 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen ve 57 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan tren kazası, ülke tarihindeki en büyük demiryolu felaketlerinden biri olarak kaydedildi. Yük treni ile yolcu treninin çarpıştığı bu feci olayın üzerinden geçen iki yıl boyunca, yeni kanıtlar ve raporlar, trajedinin arkasındaki gerçeklerin daha karmaşık olduğunu gözler önüne seriyor. Mağdur aileleri tarafından atanan teknik uzmanların hazırladığı belgeler, resmi açıklamaları geçersiz kılarak, Atina ve Selanik başta olmak üzere yurt içi ve dışında on binlerce kişinin sokaklara dökülmesine sebep oldu.

’30 YOLCUNUN ÖLÜM NEDENİ YANICI MADDELER’

Kazanın ardından mağdur yakınlarına teknik destek veren Vasilis Kokotsakis, liderliğindeki ekip tarafından hazırlanan raporlar, çarpışmanın ardından meydana gelen yanıcı maddelerin ölümcül etkilerine dikkat çekiyor. Kokotsakis, yük treninin yasa dışı olarak 8 tondan fazla kimyasal çözücü taşıdığını bildirdi ve bu maddelerin yangının çıkmasına ve patlamaya neden olduğunu belirtti:

“Yük treninde taşınmaması gereken tehlikeli maddeler vardı. Çarpışma sonrası yangının bu kadar hızla yayılmasının nedeni işte bu maddelerdir. 57 kurbanın 30’u bu patlama yüzünden yaşamını yitirdi.”

Kokotsakis, patlama sonrası oluşan ‘pyrophere’ adı verilen yangın bulutunun, bu kimyasal maddelerin sızmasından kaynaklandığını vurguladı.

BİR YIL SONRA ORTAYA ÇIKAN GERÇEKLER

Son günlerde kamuoyuna yansıyan yeni video görüntüleri ve ses kayıtları, kazanın detaylarını aydınlatmaya yönelik önemli bilgiler sundu. Çarpışma anı ve sonrasındaki patlamayı içeren bu görüntüler, kurban aileleri tarafından görevlendirilen uzmanlar tarafından dikkatlice incelendi ve raporlara dahil edildi.

Kokotsakis, bu yeni kanıtların önemine vurgu yaparak, “Görüntü ve ses kayıtları, kazanın aydınlatılmasında kritik bir rol oynadı” dedi ve ekledi:

“Bu kayıtlar, patlamanın nedenlerini anlamamıza yardımcı oldu. Taşınan kimyasallar çarpışma sonrasında sızarak alevlenmeye neden oldu.”

HAYATTA KALANLARIN SES KAYITLARI: ‘NEFES ALAMIYORUM’

Kokotsakis’in raporuna göre, bu trajedinin temel sebeplerinden biri yük treninin taşıdığı yanıcı maddeler olarak tanımlandı. Kayıtlarda, alevler içinde kalan yolcuların çığlıkları duyulmakta. Kayıt, ölümcül çarpışmanın üzerinden sadece 20 saniye geçtikten sonra, yolcuların acil durum uygulamasını aktif hale getirmesiyle başlıyor.

Ses kaydında dikkat çeken ifadeler arasında:

  • – “Dimitri, bir şey yap.”
  • – “Nefes alamıyorum.”
  • – “Çok az oksijenim kaldı.”
  • – “Öleceğiz.”
  • – “Marthi, seni seviyorum.”

Rapora göre, 30 yolcu hidrokarbonlardan kaynaklanan yangınlar nedeniyle hayatını kaybetti. Kokotsakis, “Böyle hızlı bir yangın yayılması yalnızca hidrokarbonlar ile mümkündür” dedi. Uzmanların raporunda, ölümcül patlamanın yük treninin taşımış olduğu tehlikeli maddelerle doğrudan bağlantılı olduğu ifade ediliyor.

DELİL KARARTMA İDDİALARI VE İLGİLİ ŞİRKETLERİN ROLÜ

Kazanın hemen ardından çekilen drone görüntüleri, bazı kişilerin olay yerine izinsiz giriş yaptığını ortaya koydu. Bu kişilerin, kazaya karışan şirketlerle bağlantılı olabileceği iddia edildi. Bahsedilen kişilerin kimyasal maddeleri olay yerinden kaldırarak delil karartmaya çalıştığı yönünde şüpheler ortaya atıldı.

ON BİNLER SOKAKTA: ‘HİÇBİR SUÇ CEZASIZ KALMAMALI’

26 Ocak Pazar günü, Selanik ve Atina’nın yanı sıra Yunanistan’daki 180 şehirde düzenlenen protestolarda on binlerce kişi bir araya geldi. Tempi Kurbanlarının Aileleri Derneği’nin çağrısıyla yapılan gösterilerde, bağımsız bir soruşturma talep edildi ve adaletin sağlanması istendi. Protestolarda “Hiçbir suç cezasız kalmamalı” ifadesi öne çıktı.

Tempi Kurbanlarının Aileleri Derneği başkanı Maria Karystianou, parlemento önündeki Sintagma Meydanı’ndan yaptığı açıklamada, “Bizlere gösterdiğiniz muazzam destek için Yunan halkına teşekkür ediyorum. Hiçbir suç cezasız kalmamalıdır. Tempi olayından başlayarak adaletin sağlanması bizim arzumuzdur; bu tüm toplumun isteğidir.” dedi.

Kaza esnasında ikinci vagonda bulunan bir kazazede, “Vagonlar arasında yürüdüğümü hatırlıyorum, kaybettiğimiz çocukların yüzlerini unutamadım. Aniden vagon devrildi, alevler yükselmeye başladı ve bir patlama gerçekleşti. Ben atlayarak kurtuldum ama çocuklarımız, arkadaşlarımız ve ailemiz dışarı çıkamadı” şeklinde konuştu.

POLİS ŞİDDETİ: 1 GAZETECİ YARALANDI, 13 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

Polis verilerine göre, Atina’da yaklaşık 30 bin kişi protesto gösterilerine katıldı. Protestolar sırasında saat 14.30 civarında polis ile bazı göstericiler arasında çatışmalar yaşandı. Sintagma Meydanı’nın alt kısmında meydana gelen bu çatışmalar, Stadiou ve Propylaia bölgelerine yayıldı; olaylar sonucunda 1 gazeteci yaralandı, 13 kişi gözaltına alındı. Eski Yunanistan Foto Muhabirleri Derneği Başkanı Marios Lolos, polis şiddeti sonucu başından yaralandı.

Yabancı Basın Derneği (FPA), yaşanan şiddeti kınayan bir açıklama yaparak olayların derhal araştırılmasını talep etti. Açıklamada, “Polis güçleri bugün öğleden sonra yoğun şekilde göz yaşartıcı gaz ve ses bombası kullandı. Propylaia’da, Yunanistan Basın Fotoğrafçıları Birliği’nin eski başkanı Marios Lolos’un başına isabet eden bir ses bombasıyle yaralanmasına neden oldu ve bu anlar meslektaşları tarafından kaydedilmiş durumda.” sözlerine yer verildi.

ERT’NİN YAYINCILIK TAVRI ELEŞTİRİLERİN HEDEFİNDE

Protestolar sırasında halkın tepkisi sadece kazaya değil, hükümetin ve medyanın bu olaya yaklaşım biçimine de yansıdı. Özellikle devlet televizyonu ERT’nin olay ile ilgili yayın politikası yoğun eleştirilere maruz kaldı. ERT çalışanları, kazanın haberlerinin sistematik olarak görmezden gelindiğini ve halkın sesinin duyulmasının engellendiğini iddia etti:

“Tembi’nin trajedisini küçümsemek, kamu yayıncılığına yakışmaz. ERT’nin bir bilgi kanalı olarak görevini yerine getirebilmesi için tarafsız ve bağımsız bir duruş sergilemesi şarttır. Halkın güvenini kazanmak için daha şeffaf bir yaklaşım sergilenmelidir.”

ERT ise, yayıncılık ilkelerine bağlı kaldığını ve protestoları profesyonel bir biçimde ele aldığını savundu.

“`